Uyku, insan yaşamının 1/3’inden fazlasını kaplayan fizyolojik bir gereksinimdir. Uyku bozuklukları, pek çok ruhsal hastalığa eşlik edebildiği gibi, birincil olarak sadece uyku bozukluğu gelişebilir. Ancak uyku sadece zihinsel yaşamın önemli bir parçası değil, aynı zamanda hormon düzenlemede de önemli rol alan bir süreçtir.
Uyku Nedir?
Uyku, zihinsel ve fiziksel sağlığımızı her gün yenilememiz için önemli olan ve yaşamımızın üçte birini kapsayan aktif bir dönemdir.
Uykuyla ilgili çalışmalar, uykunun yorgunluk sonucu başlayan pasif bir süreç değil, vücudun biyolojik saatinin düzenleyici rol oynadığı, biyokimyasal maddelerin salınması, bu sırada beyindeki görevli merkezlerin bir düzen içinde işler hale gelmesi sayesinde başlayıp, sürdürülen aktif bir işlev olduğunu göstermiştir.
Sağlıklı bir uyku gün içinde mutlu, huzurlu ve hatta başarılı olmanız için gücümüzü yenileyen, beynimizi ve bedenimizi yarına hazırlayan, önceki yaşantılarımızı, duygu ve düşüncelerimizi yeniden düzenlediğimiz, planlar yaptığımız, zorluklar karşısında çözümler oluşturduğumuz, özetle yeni güne hazırlandığımız psikobiyolojik bir süreçtir.
Beyin, bireyin tüm yaşadığı deneyimlerden önemli olanlarını ayırıp pekiştirirken, diğerlerini geri plana attığı "düzenlenme süreci" uykuda gerçekleşir.
Bilimsel çalışmalar, düzensiz uykunun, yaratıcılık, planlama, karar alma, hataları düzeltme ve yeniliklerle başa çıkma gibi özel dikkat gerektiren durumlarda yetersizliğe neden olabileceğini göstermektedir.
Uyku sürecinde yaşanan herhangi bir aksaklığın, bireylerin genel sağlık durumları ve gündelik yaşamları üzerinde doğrudan olumsuz etkilere yol açabileceği bir gerçektir.
Uyku Neden Önemlidir?
Uyku kişinin hem fiziksel hem ruhsal sağlığı için kritik bir öneme sahiptir.
Kişinin ihtiyaç duyduğu uyku miktarı yaşa göre ve kişiden kişiye değişebilir. İnsanların büyük çoğunluğunun 7-9 saat arası dinlenilmiş bir uykuya ihtiyaç duyduğu kabul edilmektedir. Yaşın ilerlemesi ile birlikte uyku ihtiyacı azalmaktadır.
Çalışmalar, uykunun vücudu dinlendirme ve ertesi güne hazırlama işlevinin yanında enerji tasarrufu (enerji biriktirme), büyüme (büyüme hormonu en fazla uykuda salgılanır ve çocuklarda büyümeyi sağlar), hücrelerin yenilenmesi, organizmanın onarımı, hafıza, yeni bilgilerin öğrenilmesi-kalıcı hale getirilmesi işlevlerinin bulunduğunu göstermektedir.
Uykunun, bağışıklık sistemimiz ve bedensel hastalıklarla savaşmada çok önemli rolü vardır; Hepimiz kalitesiz veya yetersiz uyku sonucunda hastalıklara daha kolay yakalandığımızı, zor iyileştiğimizi deneyimlemişizdir.
Yetersiz Uykunun Yaratacağı Sonuçlar Nelerdir?
Yetersiz veya kalitesiz bir uyku pek çok soruna yol açabilir.
Karşılaşılan en yaygın sorunlar arasında azalmış enerji, konsantrasyon güçlükleri, sinirlilik, tolerans kaybı, yorgunluk, ruhsal ve bedensel çökkünlük, metabolizma değisiklikleri, cinsel fonksiyon bozuklukları yer alır.
Karar verme güçlükleri ve duygu durumda değişikliklerde uyku sorunlarıyla beraber görülebilir. Çok uzun süren uykusuzluklarda bireyler halüsine olabilir, gerçeği algılamaları zedelenebilir.
Depresyon anksiyete gibi ruhsal rahatsızlıklar da uyku sorunlarıyla beraber sık görülmektedir.
Neler Uyku Bozukluklarına Yol Açabilir?
Uyku Bozukluğu Nedir?
Uykunun süresinde, kalitesinde, zamanlamasında problemlerle süregiden günlük işlevselliği etkileyen rahatsızlıklar kümesidir.
Uyku bozuklukları arasında en yaygın olarak insomnia görülür. İnsomnia dışında huzursuz bacak sendromu, narkolepsi, obstruktif uyku apnesi diğer sık görülen uyku problemleri arasındadır. Ruhsal ya da bedensel hastalıklar yine uyku sorunlarına neden olabilir.
Uyku bozuklukları, ruhsal rahatsızlıkları şiddetlendirebilir, ruhsal rahatsızlıklara neden olabilir ya da ruhsal rahatsızlıkların bir belirtisi olabilir.
İnsomnia Nedir?
İnsomnia yani uyuyamama hastalığı, uykuya dalamama ya da gece boyunca sürekli uyuyamama sorunlarını kapsayan bir uyku bozukluğudur. İnsomnia birkaç gece sürerse geçici, 1 hafta ile 3 hafta arasında sürerse kısa süreli, 3 haftadan fazla sürerse kronik insomnia olarak adlandırılır.
Yapılan çalışmalar, hangi tipte olursa olsun insomni için toplumda ortalama %35 civarında bir görülme oranı belirtmektedir.Görülme sıklığı, kadınlarda daha yüksek orandadır ve yaşla birlikte artmaktadır. Yetersiz uyku süresi pek çok fiziksel ve ruhsal hastalıkla sonuçlanmaktadır.
İnsomnia Nedenlerinden Bazıları
Bunlardan ilki uyku engelleyici apne olabilir. Diğer bir sebep ise huzursuz bacak sendromu. Ayrıca depresyon, kaygı, ağrı ve bazı bedensel problemler de uykusuzluğa neden olabilmektedir.
Belirtilen özellikleriyle HBS, uykuya dalmayı ileri derecede güçleştiren bir rahatsızlıktır. Ancak HBS, başka durumlara bağlı olarak da ortaya çıkabilir: Çeşitli ilaçların yan etkisi olarak, elektrolit dengesizliğinde, gebelik, demir eksikliği anemisi, folat eksikliği, periferik nöropati, şeker hastalığı, böbrek hastalıkları (üremi ve diyaliz hastaları), romatoid artrit, diskopati, omurilik lezyonları gibi değişik durumlar ya da hastalıklar da HBS’na neden olabilir.
Bunların varlığı saptanıp, nedene yönelik tedavi yapıldığında HBS semptomları düzelebilir. Nedeni bilinmeyen (genetik özellikli) olgulardan, sinir sistemindeki bir maddeyle (dopamin) ilgili bozukluğun sorumlu olduğu düşünülmektedir.
Narkolepsi Nedir?
Narkolepsili kişi ne kadar uyursa uyusun hissettiği yorgunluğunu bir türlü gideremez. Tanınmaz veya uygun olarak ele alınmazsa kişinin yaşam kalitesini büyük ölçüde bozar.
Narkolepsi belirtileri gündüzleri aşırı uyku eğilimi ve kısa süreli uyku ataklarıdır. Bu uyuklamalar esnasında rüya görmek ve rüya benzeri halüsinasyonlar görmek narkolepsi işaretlerindendir.
Uyanıklık Bozuklukları Nedir?
Uyanıklık bozukluları en sık görülen parasomnilerdir.
Konfuzyonel uyanma, uyurgezerlik ve uyku terörü bu grup içerisindedir. Bu bozukluklarda kişi hem uyanıktır hem de uykudadır. Kişi bazı karmaşık davranışları yapabilecek kadar uyanık olmasına karşın yine de uykudadır ve yaptıklarını hatırlamaz. Parasomniler çocuklarda sıktır. Ancak bu çoğunlukla ciddi bir hastalığın belirtisi değildir. Bazen yorgunluk, ateşli hastalık veya bazı ilaçlar bu tür bozuklukların daha çok oluşmasına neden olabilir.
Bu olay her ne kadar seyredenleri dehşete düşürse de yaşayan kişi, bunun farkında değildir. Uyandığı zaman hiçbir şey hatırlamaz. Kabus veya kötü rüyalardan en büyük farkı da budur, yani olay rüya ile ilişkili değildir, yaşayan kişi acı çekmez.
Uyku Sorunları Hangi Psikiyatrik Rahatsızlıklarla İlişkilidir?
Psikozlar (şizofreni, şizofreniform bozukluklar, şizoaffektif bozoukluklar), depresyon, bipolar bozukluk, anksiyete bozuklukları, alkol/madde ile ilişkili bozuklukluklar gibi pek çok psikiyatrik rahatsızlıkta, uyku bozukluğu görülebilmektedir. Ağrı durumlarında da uykusuzluk problemine rastlanılır. Özellikle kanser gibi kronik ağrıları olan hastalıklarda, aşırı kiloluluk, reflü, kesilmeyen öksürük, hıçkırık gibi bedensel belirtiler yine uyku kalitesini bozar.
Verimli ve Sağlıklı Bir Uyku İçin Öneriler
Bedensel ya da ruhsal bir hastalığın belirtisi olmayan uyku sorunları; “Uyku Hijyeni” adı verilen şartların sağlaması ile çoğu zaman düzelir.
Verimli ve Sağlıklı Bir Uyku İçin Öneriler
Ne Zaman Profesyonel Yardım Arama Gereksinimi Duyulmalı?
Öncelikle yaşam kaliteniz azalmış, günlük ve sosyal işlevsellikte problemler ortaya çıkmaya başlamış ise yardım aramak zorunluluktur.
Uyku Bozukluklarında Hangi Tedavi Seçenekleri Vardır?
Uyku bozukluğu düşündüren bir belirti tarif eden kişilerde, hekim muayenesinde detaylı öykü alınır. Uyku özelliklerinin, kişinin varsa eşinden, ya da birlikte yaşayan kişilerden de alınması önemlidir. Tablonun uykunun hangi evresinde bir bozuklukla ilgili olduğu, bu uyku bozukluğunu yaratacak bir tıbbi sebep ya da ilaç kullanımı, bozuk uyku hijyeni olup olmadığı, altta yatan bir kaygı bozukluğu ya da depresyon olup olmadığı incelenir. Uyku apnesi gibi daha karmaşık durumlarda ya da tablonun net ayrıştırılamadığı, daha önce tedavilerden fayda görmemiş kişilerde uyku laboratuvarında bir gece kalarak, uykusunun detaylı incelenmesi istenir.
Uyku bozukluklarının tedavisi öncelikli olarak iyi bir uyku hijyeninin sağlanmasını gerektirir. Medikal ve psikoterapötik yaklaşımların beraber uygulanması sağaltım için uygun bir seçenektir.