Sorunlarla başa çıkabilmenin ilk adımı...

H. Sibel KILIÇOĞLU

Uzm. Psikolojik Danışman / Psikoterapist

DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

Okuma : 783 | 16 Ekim 2020

Davranış/Davranım bozukluğu, belirtileri çocukluk döneminden itibaren gözlenen; başkalarının temel haklarına saldırı, içinde olunan yaşa uygun şekilde sergilenmesi beklenen toplumsal değer ya da kuralları hiçe sayma, agresif ve yıkıcı tarzda davranışlar sergileme, karşı tarafı aldatmayı amaçlama (yalan söyleme gibi) gibi tekrar edici davranış örüntüsüdür.

Davranış Bozukluğunun Belirtileri

Davranış bozukluğu olan bireyler, diğer insanların duygu, istek ve beklentileri ile ilgili olarak empati kurma becerisinden yoksundur. Belirsizliğin eşlik ettiği durumlarda etraftaki insanların niyetlerini düşmanca ve tehdit edici olarak algılama eğilimindedirler. Saldırgan tarzda tepkiler göstermekle birlikte bu tepkilerinde haklı olduklarını düşünebilirler. Katı, değişmez tarzda düşünce yapısı eşlik ettiğinden, eylemlerinden suçluluk ya da pişmanlık duyma gözlenmez. Genelde kabahati etraftaki kimselere atfetme eğiliminde olurlar (“Bana ters ters baktığı için vurmak zorunda kaldım, Kötü bir niyeti vardı” gibi). Güçlü görünme çabasının arkasında özgüven sorunları yer alabilir. Öfke patlamaları, irritasyon (gerginlik), engellenmeye karşı düşük tolerans gözlenen belirtiler arasındadır. Akademik başarı, okuma-yazma ya da sözel beceriler bakımından yaş normunun altında bilişsel gelişim/zeka düzeyi gözlenebilir. Küçük yaş grubunda zorbalık, yalan söyleme, okuldan kaçma, nesne/hayvanlara zarar verme gibi davranışlar gözlenebilir. Daha ileri aşamalarda kendine zarar verme ve intihar düşünceleri de eşlik edebilir. Riskli cinsel davranışlar da gözlenen belirtiler arasındadır.

 

Davranış Bozukluğunun Nedenleri

Kadınların erkeklerden daha sık şekilde davranış bozukluğu sergilediği araştırmalar tarafından ortaya konmuştur. Fizyolojik ve çevresel faktörlerin bir arada davranış bozukluğuna yol açtığı düşünülmektedir. Kişilik gelişimi ile birlikte davranış ve karar verme mekanizmalarının yer aldığı beynin Frontal alanında gözlenen farklılıkların davranış bozukluğu ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Beynin bu alanında gözlenen farklılık, empati kurma, davranışları ketleyebilme ve uygun tarzda davranış sergileyebilme konusunda zorluk yaşandığını göstermektedir.

 

Davranış bozukluğunda göz önünde bulundurulması gereken bir diğer faktör ise çevresel etmenlerdir. Anne ve babanın reddi ve ihmali, zor mizaçlı bir bebek olmak, bebek bakımında ve eğitiminde tutarsızlıklar ve baskı, fiziksel ve cinsel sömürü, dayak, denetim eksikliği, çocuğun sınırlarının çizilmemesi, bakım veren kişilerin sık sık değişmesi, ailedeki büyüklerin sayısının fazla olması, suça itilmiş çocuk gruplarıyla arkadaşlık etme, davranış bozukluklarının çevresel nedenleri arasında yer almakta ve ciddi bir risk faktörü oluşturmaktadır.

Davranış Bozukluğuna Müdahale Biçimleri

Davranış bozukluğunda en sık kullanılan yöntemler arasında Bilişsel Davranışçı Terapi yer almaktadır. Terapi sürecinde psiko eğitim verilir; sosyal beceri ve iletişim eğitimi aracılığıyla problem çözmeye dayalı öfke ve dürtü kontrol yönetimi konusunda beceri kazandırılması amaçlanır. İşlevsiz yöndeki düşünce ve inanç sisteminin değiştirilmesi, yerine alternatif/gerçekçi tarzda düşüncelerin yerleştirilmesi ve empati becerisi kazandırmak hedeflenir: “Bana bakması zarar vermek istediği anlamına gelmeyebilir, birine benzetmiş olabilir” ya da “Yalan söylediğimde ailemin üzülebilir” gibi.

Psikoterapinin yanı sıra belirtilerin şiddeti, danışanın yaşı, kişinin yaşamındaki işlevselliğin ne ölçüde etkilendiği göz önünde bulundurularak belirtileri hafifletmeye ya da ortadan kaldırmaya yönelik medikal tedavi de başlanabilir. Bazı durumlarda medikal tedavi ve terapi süreci eşzamanlı sürdürülür.